25 Temmuz 2014 Cuma

Desen: Obje çizimi


Çizime basit konulardan başlamak gerekir. Örneğin bir çay bardağı bunun için uygundur.

Çizime başlamadan önce biraz egzersiz yapmak elimizin açılmasını sağlar; dairesel hareketler, yukarıdan aşağıya, soldan sağa düz çizgi çalışmaları iyi olabilir. Böylece parmaklarımız ve bileğimiz ısınmış olur.

Objenin büyüklüğüne göre gözümüzden uzaklığını ayarlamamız gerekir. Masa üzerinde bir çay bardağı çizecek isek,  çay bardağını masanın ortasına koymamız yeterli olur. Çünkü çay bardağının orantısını bu mesafeden hesap edebiliriz, ayrıntılarını da rahatça görebiliriz.


Çizim yaparken sandalyede dik oturmalıyız. Resim altlığına tutturduğumuz kağıdı ve objeyi başımızı oynatmadan gözümüzle takip edebilmeliyiz. Objeyi görsel olarak iyice tanımalıyız; örnek objemiz olan çay bardağının ince belli, dar ağızlı olması veya ağız ve taban genişliğinin oranı gibi bir takım özelliklerini tahlil etmemiz gerekir. Sonrasında objeye kağıt üzerinde bir yer bulmalıyız. En iyi seçenek objeyi kağıdın tam ortasına çizmektir. Öncelikle yuvarlak ve düz çizgiler kullanarak onun yerini belirleriz. Bir silindir bu obje için çok uygun bir başlangıç olabilir. Silindirin büyüklüğünü kağıdımızda güzel duracak şekilde ayarladıktan sonra tam ortasından iki düz çizgi ile yatay ve dikey olarak ikiye böleriz. Yatay çizgimiz (aks) bardağımızın ince belinin olduğu yerdir. Bel genişliği de ölçülerek belirlendikten sonra bardağımız karakalem ile ışık ve gölge verilerek hacimlendirilmeye artık hazırdır.


Yumuşak uçlu kurşun kalemlerle (3B, 4B, 5B, 6B...) ışık gölge verilerek nesnelere hacim kazandırılabilir. Hacim vermek çizimin gerçeğe, yani modele daha çok benzemesini sağlar. Bunu gerçekleştirmek için objemizin ya da modelimizin bulunduğu yerin ışığını iyi ayarlamamız gerekir. Bu ışık güneş ışığı ya da yapay ışık olabilir.

Modelimiz için seçeceğimiz ışık vurumları; soldan gelen ışık, sağdan gelen ışık, tam karşıdan gelen ışık, tepeden gelen ışık, alttan gelen ışık veya ters ışık olabilir. Yeni başlayanlar için tam karşıdan vuran ışık daha iyi olacaktır.

Işık-gölge çalışmalarında ışık üç temel tonda ifade edilir; açık, orta, koyu. Hacim, ışığın vurduğu en parlak yer açık olacak şekilde, ışıktan uzaklaştıkça orta tona doğru yaklaşmak ve koyu tona doğru ton skalası geçişi yapmak suretiyle kazandırılır. Ton skalasında açık-orta-koyu arasındaki ara tonlar yumuşak geçiş sağlar. Böylece çalışmalarımıza bir gerçekçilik kazandırmış oluruz.

23 Temmuz 2014 Çarşamba

Suluboya: Suluboya fırçası nasıl olmalı?

İyi bir suluboya fırçası yumuşak ve yuvarlak uçlu olmalıdır, suya batırıldığı zaman uç bir araya toplanmalıdır, dağılmamalıdır, dökülmemelidir. Fırça kağıda sürüldüğü zaman kağıdı yıpratmamalı, boyayı istenilen kıvam ve tonda taşıyabilmeli ve yayabilmelidir.

Suluboya fırçaları çalışma sırasında bile suluboya kabı içinde bekletilmemelidir. Aksi taktirde uçları zamanla kıvrılır ve dökülür. Kullanılmayan fırçalar bir kağıt havlu üzerinde düzgün bir şekilde sıralanmalıdır. Çalışma bittikten sonra üstlerinde boya kalmayacak temizlikte yıkanıp, durulanıp kaldırılmalıdır. Böylece fırçalar daha uzun ömürlü olur.

22 Temmuz 2014 Salı

Suluboya resim nedir?

Suluboya resimler parlak ve canlı renklere sahip, sınır tanımayan fırça hareketleriyle boyanmış resimlerdir.

Bir suluboya çalışmasına başlarken; suluboya kağıdı, suluboya, suluboya fırçaları, su kabı, kağıt peçete veya emici sünger hazır bulundurulur. Suluboya kağıdı 200-300 gramlık kağıt olmalıdır. Daha ince kağıtlara da çalışılabilir ancak bunlar suyu emince kıvrılacağı için bizi memnun etmez. Suluboya kağıdı, istenirse bir resim altlığına (duralit) köşelerinden bantla tutturulabilir.

Konuyu kurşun kalemle bastırmadan hafifçe çizebiliriz. Suluboya şeffaf bir çalışma olduğu için kurşun kalem izlerinin görünme riski vardır. Eğer koyu çizgiler varsa bunları hamur silgi ile daha açık hale getirmeliyiz. Hamur silgiyi kullanırken, kurşun kalem izlerinin üzerine bastırarak izleri alacak şekilde kullanmalıyız, eğer doğrudan silinirse kağıt yıpranabilir.

Boyamaya açık renklerden ve geniş yüzeylerden başlanmalıdır. Kontürler en son atılmalıdır. Boyanın rahat yayılması için çalışılacak bölge temiz su ile nemlendirilir.

Örneğin bir manzara resmi (peyzaj) çalışacağız: Önce gökyüzünü çalışmalıyız. Eğer akan bir dere çiziyorsak gökyüzünü çalıştığımız rengi oraya da kullanmak resmin bütünü üzerinde bir çalışma hakimiyeti sağlar.

Suluboya çabuk kuruyan bir boya olduğu için hızlı çalışma gerektirir. Yazının başında da belirttiğim gibi suluboyada sınır yoktur. Yer yer renkler birbirine karışarak güzel tonlar meydana getirecektir. Bazı yerlerde ışık ve açıklıklar bırakmak için kağıdın kendi rengi boyanmadan kalmalıdır. Renkleri daha ziyade boyarken kağıt üzerinde karıştırmayı ve yeni tonlar elde etmeyi ilerleyen zamanlarda ustalaştıkça öğreniriz.

16 Temmuz 2014 Çarşamba

Çizim

Çizim bir objenin ayrımlı, güçlü çizgi ve taramalarla oluşturulmuş bir ifadesidir. Bu, çizimi objenin boyalar, renkler ve ton değişimleriyle işlenmesiyle oluşan tablodan ayırır.

19. yüzyıldan itibaren renklendirilmemiş tüm iki boyutlu tasvirler -anlatımlar- için teknik terim olarak "grafik" ifadesi kullanıldı. Çizginin yanı sıra baskı, mozaik, kazıma resim de grafik olarak kabul edildi.

Klasik görüşe göre bir çizim kendi anlamını motifin çevre çizgileriyle vurgular, hacim yaratmak için, kesintisiz devam eden taramalar kullanılarak tamamlanır. Bundan başka, tasvirlerde ya tek renk ya da yalın renklerle çalışılmış geleneksel bir çizim üslubu görülür. Günümüzde sanatsal çizime birçok karışık tekniğin uygulandığını görüyoruz. Bu da akademik sınırlarla pratikteki sınırların örtüşmesini zorlaştırıyor. Örneğin fırça çizimi, çizgiler ve taramaların yanına lavi tekniğini de koyuyor.

Esasında sanatsal çizim dendiğinde ilk akla gelen artistik çizgilerle yapılan serbest el çizimleridir. Ama çizimler cetvel, şablon gibi yardımcı araçlarla da yapılabilir. Bunlar teknik çizimlerde sıklıkla kullanılır.


15 Temmuz 2014 Salı

Desen

Desen; çizgi resimlere denir. Renkli ya da renksiz olabilir. Çizgiler ya da tonlama ile gerçekleştirilebilir. Desen, resmin temelidir.

Hareket eden varlıkların çizgileri, duruşları, oranları, ışıkları, fonu değiştiğinden desen çizimleri daha zordur. Algılanan varlık resim düzlemine direksiyon çizgileri ile yerleştirilir. Araştırma çizgileri; çok sayıdadır ve silmeye gerek yoktur, varlığın hacmini, oranlarını, parçalarının yönünü araştırmak için çizilir. Tek çizgi de kullanılabilir.

Doğru olduğuna karar verilen desen bitirilebilir ya da tonlama ile sürdürülebilir, renklendirilebilir.


14 Temmuz 2014 Pazartesi

Suluboya: Renkler ve Ton

Suluboya uygulama alanı geniş bir tekniktir. Suluboyanın içerdiği kimyasal maddeler sağlığa en zararsız olanlardır.

Renk; ışıkla oluşur. Her alıcı tarafından farklı algılanır. Renkler düzensizdirler. Işıkta ana renkler kırmızı, mavi ve yeşil'dir. Boyada ana renkler ise sarı, kırmızı ve mavi'dir.

Ara renkler turuncu, yeşil ve mordur. Sıcak renkler sarı, kırmızı ve turuncu'dur. Soğuk renkler yeşil, mor ve mavi'dir. Zıt renkler ise kırmızı-yeşil, kırmızımor-sarıyeşil, mor-sarı, mavimor-sarıturuncu, mavi-turuncu, maviyeşil-kırmızıturuncu'dur.

Gökkuşağı renkleri kırmızıdan başlayarak bir ara renk, bir ana renk biçiminde sıralanır.

Renklerin birbirlerine etkileri;
-Tek başına dağınık etkisi olan sarının, beyazla karıştırıldığında etkisi artar. Soğuklaşan sarının etkisi azdır.
-Mavinin etkisi koyulaştıkça artar.
-Siyah sessiz, hareketsizdir.
-Turuncu, kırmızının sertliğini, sarının dağınıklığını azaltır.
-Tamamlayıcı renkler eşit ölçüde karıştırıldıklarında grileşirler.
-Zıt renkler yan yana dururlarsa birbirlerinin etkilerini artırırlar.
-Siyah fon gri yüzeyi daha açık gösterir. Gri fon siyah biçimi daha derine iter.
-Açık, zayıf, soğuk, belirsiz, mat, kirli renkler uzaklık etkisi gösterirler.
-Koyu, şiddetli, sıcak, net, parlak, temiz renkler yakınlık etkisi gösterirler.
-Zıt renklerden biri diğerine çok az karıştırılırsa canlılıkları kaybolur.

Ton; bir rengin çeşitleridir. Ton, ışığın aydınlatma derecesi ile oluşur. Ton skalası; bir rengin değerlerini, açıktan koyuya doğru derecelendirmedir. Tüm renkler 2 ile 9 arasındadır, 1 ile 10 değerinde olamazlar.

13 Temmuz 2014 Pazar

Portre

Portre resim, subjenin görüntüsünü resmetmeyi amaçlayan bir resim türüdür. İnsan figürünün yanı sıra hayvanlar, evcil hayvanlar ve hatta cansız objeler portre çizimi için subje olarak seçilebilir. Ek olarak, portre sanatında farklı medya türleri de kullanılabilir; gravür, taş baskı, fotografi ve hatta video ve dijital medya gibi.

Portre ressamları işlerini halka açık veya kişiye özel olarak komisyonla yaparlar ya da beğeni uyandıran bir subjeden ilham alırlar.  Portreler sıklıkla önemli devlet erbabının ya da ailelerin kayıtları şeklinde olup, bunun yanı sıra yadigar niteliği de taşımaktadır.

Tarihte portre resimleri öncelikle para ve iktidar sahiplerini anmaya yönelikti. Ancak bir süre sonra çoğunlukla orta sınıf patronlarının aileleri ya da meslektaşları için ısmarladıkları bir şey haline geldi. Günümüzde portre hala yöneticiler, kurumlar, gruplar, kulüpler ve bireysel olarak sipariş ediliyor.

İyi bir portreden beklenen ya subjenin -sanatçının bakış açısıyla- ruhsal niteliğini, özünü göstermesidir ya da güzel bir tasvirini sunmasıdır, yalnızca benzerlik yakalaması değil. Aristo'nun da belirttiği gibi; "Sanatın amacı, şeylerin dış görünüşünü ortaya koymak değildir, içsel anlamını sunmaktır; bunun için, görünen duruş ve detaylar esas gerçekliği teşkil etmez."




Sanatçılar subjelerini resmetmede fotografik gerçekçilik ya da bir empresyonist benzerlik yakalamak için uğraşabilirler fakat bu, karakteristik tasvirlerle öne çıkan karikatürle farklı düşer. Edward Burne-Jones'in de dediği gibi; "Büyük portre ressamlığına uygun düşen tek ifade karakter ve manevi mizacın ifadesidir, geçici, fani ya da tesadüfi herhangi bir şeyin değil."

11 Temmuz 2014 Cuma

Suluboya: Suluboyada beyaz boya kullanılır mı?


Suluboya bir çalışma tekniğidir. Boyalar, piyasada kutular içinde tablet şeklinde sıkıştırılmış pigment boyalar halinde satılır. Tüp içinde hazır sulandırılmış boyalar satılsa da profesyoneller bunları tercih etmezler.

Aldığımız kutu ya da tüp boyalara baktığımızda renklerin içinde beyaz boyanın da yer aldığını görürüz. Fakat boyayı suluboya resim yaparken kullanmayız. Bunun nedeni; beyaz boyanın, içine katıldığı renkleri matlaştırmasıdır. Suluboyada önem verdiğimiz ışık ve renklerdeki canlılık, parlaklık kaybolur. Renkleri açmak istediğimizde bunun yerine su kullanırız. Beyazlık istiyorsak kağıdın kendi beyazlığını ve ışıltısını kullanırız. İşte suluboyanın püf noktası da burada başlar. Doğru yerde doğru beyazlık ve ışık.