30 Temmuz 2013 Salı

Elaeagnus angustifolia



Kuş iğdesi

Rus zeytini adıyla da bilinir. Kökleri nitrojen tutabilen bir çalıdır.

Kurutulmuş meyve tozu İran'da sütle karıştırılarak romatoid artrit ve eklem ağrıları için kullanılır.

Yaprak döken bir türdür, sık dallanmış, yüksekliği 2 metreden 5 metreye nadiren 7 metreye ulaşan, dikenli bir çalı veya çoğunlukla geniş tepeli küçük bir ağaç şeklindedir. Genç dallar ve tomurcuklar gümüşsü, temizlenebilir bir kılıf görevi gören gümüş renkli sık koruyucu tüylerle kaplıdır.

Bu tür biçimlendirici budamaya dayanıklıdır, budama sonrasında sık çitler oluşturur ve iyi bir rüzgar koruyucu görevi görür. Set kuvvetlendirici olarak ve kumulların önüne kayma engeli gibi de dikilir. Sadece hava kirliliğine az duyarlı değil, topraktaki her tür tuzun yüksek konsantrasyonlarına da dayanıklıdır. Yine de özellikle ilkbaharın sonlarındaki güçlü donlara dayanamaz.

Doğuda kurutulmuş, fındık tadındaki meyveleri besin olarak tüketilir. Kültür ortamında meyveler 2 cm uzunluğa, 1 cm kalınlığa ulaşabilir. %10-15 arasında protein içerirler ve glikoz, fruktoz, potasyum ve fosfor açısından zengindirler.

Çiçeklerin hoş kokulu maddeleri parfüm endüstrisinde kullanılır. Çiçekler kısa saplıdır ve her dalın aşağı kısımlarında yaprak koltuğunda tek olarak ya da ikişer-dörder arası sayıda bulunurlar. Hermafrodit ya da salt erkek çiçeklerin çapları 1 cm kadardır, taç yaprakları yoktur. Çiçek zarflarının iç kısmı açık sarı, dışı gümüşsü tüylerle kaplıdır.

Meyveler yoğun aromalıdır ve yenilebilir. Meyvelerin olgunlaşması Temmuz'da başlar. Bitki, Orta Avrupa'da daha seyrek meyve oluşturur.

Arılar ve diğer zar kanatlılar için çiçekleri verimli bir kaynaktır.

Kehribar renkli balı yoğun aromalıdır.

Desen: Teknikler


Desen çalışmaları genellikle iki türde yapılmaktadır:

1. Çizgiye dayalı teknikler; Bu tür çalışmalarda sadece çizgiden faydalanılır. Çizginin sade ve anlamlı olması önemlidir. Modelin ışık gelen yerlerini açık ve ince, ışık almayan yerlerini koyu ve kalın çizgilerle belirtmek desene güzellik ve anlam kazandırır. Böylece desende hacim sağlanmış olur.


2. Lekeye dayalı teknikler; Bu tür çalışmalarda konunun derinlik kazanması için çizgilerin yanı sıra modelin ışık alan kısımlarına açık, gölge olan kısımlarına da koyu tonlar konur.


Deseni boyama tekniklerini de şöyle sıralayabiliriz;
 1. Suluboya tekniği
 2. Guaj boya tekniği
 3. Yağlı boya tekniği
 4. Pastel boya tekniği

Desen: Çizim araçları

 Bir nesnenin ya da bir figürün biçiminin, çizgi ve daha çok ışık-gölge değerleriyle, bir yüzey üzerinde çoğunlukla renkleri verilmeden betimlenmesidir. (bkz: karakalem desen)

Desen çiziminde kullanılan araç-gereçler;

-Her türlü çizim yüzeyi (kağıt, tuval, kumaş, tahta v.b.)
-Çeşitli kalemler;

1. Kurşun kalem; yazı yazmakta da kullanılan HB kalem. Daha çok desene ilk başlayanlar için elverişlidir.


2. Karakalem; yumuşak resim kalemleridir. 2B, 3B, 4B, 5B, 6B, 7B gibi numaraları vardır. Desen çizimleri için çok uygundur. Çabuk dağıldıkları için çizim yaparken el temasından kaçınılmalıdır. Çizilen yerlerin üzerine bir kağıt konulursa elimizin hareketi sonucu çalışma yaptığımız kağıt kirlenmez.


3. Füzen; bir çeşit kömür kalemdir. Kağıt üzerinde fazla dayanıklı değildir. Çabuk silinir. Çalıştıktan sonra üzerine koruyucu sürülmelidir.


4. Flomaster; keçe kalem, ispirtolu kalem, gazlı kalem diye de isimlendirilir. Silme imkanı olmadığı için dikkatli çalışılmalıdır.


5. Sangin; kiremit renginde bir kalemdir. Kurşun kalem gibi kullanılır.


6. Çeşitli mürekkepler; dolma kalem ve çini mürekkepleri de desen çalışmalarında kullanılır.


Mürekkeple yapılan çalışmalar genellikle üç teknikle olur;

 a. Tarama resim (mürekkep ve tarama uçları ile)
 b. Siyah-beyaz resim (mürekkep suluboya ve fırça ile)
 c. Lavi resim (çini mürekkebi ve fırça ile)

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Corchorus olitorius



Yahudi ebegümeci

Genç sürgünleri sebze olarak kullanılır.

Gövdesinden jüt denilen bir lif elde edilir.

Hindistan ve tropiklerde yetiştirilen, 1-2 cm yüksekliğinde, bir yıllık bitkilerdir.

Morfolojik açıdan:

-Yapraklar; ovat lanseloat, lamina tabanında iki yatay uzantıya sahip,

-Çiçekler; yaprakların koltuğunda, bir veya iki tane,

-Meyve; silindirik, uzun bir kapsula şeklindedir.

Jüt lifi biyolojik olarak %100 ayrıştırılabilir ve yeniden değerlendirilebilir olması bakımından çevre dostudur. Altın ve ipeksi ışıltıya sahip doğal bir liftir. Bitki saplarının yüzünden ya da iç kabuğundan elde edilen en ucuz sebze lifidir. Pamuktan sonra kullanım, küresel tüketim, üretim ve ulaşılabilirlik koşulları bakımından en önemli sebze lifidir. Elastik gücü yüksek, uzayabilirliği düşük ve daha iyi nefes alabilir kumaş sağlar. Bu bakımdan jüt, büyük ambalajlı tarımsal emtia olmak üzere çok uygundur. Yüksek kalitede endüstriyel iplik, kumaş, ağ ve çuval yapmak üzere elverişlidir. Ambalaj, tekstil, tekstil dışı, inşaat ve tarım sektörleri için ham madde olarak kullanılabilen en fonksiyonlu doğal liflerden biridir. Jütün başlıca kullanımı ham pamuk balyalarını sarmak için kumaş yapımı, çuval ve kaba kumaş yapımıdır. Lifler aynı zamanda perde, sandalye örtüsü, halı, kilim, kendir bezi dokumalarına da katılır. Jüt, bu kullanımlarda sentetik materyallerin yerine geçerken, sentetiklerin kullanıma uygun olmadığı bazı alanlarda da jütün biyolojik olarak ayrışabilir doğası avantaj sağlamıştır. Bunlara örnek olarak ağaç fidanlarını dikmek için kullanılan kaplar verilebilir, bu kaplar bitkiyle birlikte kalır ve böylece kökler ve toprak zarar görmemiş olur, ayrıca jüt kumaşı bitki örtüsü oluşurken erozyonu önlemeye de yardımcı olur.

Jüt için dünyadaki en iyi kaynak Ganj Deltası'ndaki Bengal Delta Ovası'dır.

Jütün avantajları iyi yalıtım ve antistatik özelliklerinin yanısıra düşük ısıl iletkenliğe ve makul nem kazanımına sahip olmasıdır. Akustik yalıtım ve deriyi tahriş etmeyen imalat gibi avantajları da vardır.

Jüt diğer liflerle karıştırmaya da uygundur. Doğal kaynaklı liflerin talebi artarken, pamukla karıştırılabilen jüt ve diğer doğal liflere talep de artıyor. Bu talebi karşılamak için doğal lif endüstrisindeki bazı üreticiler imalat sistemlerini modernize etmeyi planlıyor. Jüt yün ile de karıştırılabilir. Jütün sodyum hidroksit ile muamelesi liflerin kıvrım, yumuşaklık, esneklik ve görünüşünü düzeltir, yün ile iplik haline getirilmesine yardımcı olur. Sıvı amonyağın da jüt üzerindeki etkileri benzerdir.

Kırışıklık direnci, gevreklik, güneşte sararma gibi dezavantajlar da bildirilmiştir. Ancak, kumaşların hazırlanmasında hint yağı kullanılması daha az sararma ve ağırlık kaybı ile sonuçlanır, hem de kumaş boyasının parlaklığını artırır.

Jüt ıslakken gücü azalır ve nemli iklimlerde mikropların hedefi haline gelir.

Jüt, gevreklik ve sertliğinin azalması için enzimle işlenebilir. Enzimle bir kere muamele edilmiş jüt çuha çiçeği ekstresinden elde edilebilir doğal boyalara afinite gösterir.

Bitkinin böcek ilacı ve gübre ihtiyacı azdır.

Jüt, özellikle kazaklar ve iç giyim olmak üzere giysi üretiminde de kullanılıyor. Yumuşak kumaş yapısı vücut için konforludur.

Lifler tek başına ya da başka tip liflerle sicim ve halat yapmak üzere kullanılır. Bitkinin kaba dip kısımları ucuz kumaş üretiminde kullanılır. Diğer taraftan jütün iyi ipliklerini ayırıp suni ipek üretmek de mümkün. Jüt lifleri kağıt hamuru ve kağıt yapımında da kullanıldığından ve kağıt yapımı için çoğunlukla odun kullanılması orman tahribatını artırdığından, jütün önemi bu alanda da artabilir.

Jütün ev tekstilinde pamuğun yerine veya onunla kombine olarak kullanılmasının da birçok avantajı var. Lifleri güçlü, dayanıklı, renklendirilebilir ve ışığa duyarsızdır. UV koruması, ses ve ısı izolasyonu, antistatik özellikleri ev dekorasyonunda jütü akıllı bir seçenek yapıyor.

Bundan başka, jüt 4-6 ayda yüksek miktarda selüloz içeriğine ulaşarak büyüyebilir, gövdedeki odunsu özden ya da parenkimadan elde edilen bu selüloz dünyanın odun ihtiyacının çoğunu giderebilir. Jüt sanayileşmenin yol açtığı orman tahribatını önleyebilecek en iyi mahsullerden biridir.

Jüt tohumdan başlayarak liflerine kadar, liflerinin birden çok kez yeniden işlenebilirliğiyle en çevre dostu liftir.

Nijerya'da bitkinin yaprakları ewedu denen, tatlı patates, balık veya karides gibi malzemelerle birlikte çorba yapımında kullanılmak üzere hazırlanır. Yapraklar çorbaya konulmadan önce köpük verene ya da yapışkanlığa kadar ovulur. Aynı şekilde, Uganda'nın kuzeybatısında yaşayan Lugbara halkı bu yaprakları çorba olarak tüketir, Lugbara klanlarından Ayivu için ise jüt aynı zamanda bir totemdir.

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Hibiscus esculentus



Bamya, Okra

Genç meyveleri sebze olarak kullanılır.

Müsilaj taşır.

1898'de bitkinin diüretik özelliklere sahip kısımları rapor edildi. Diyabeti kontrol etmek için çare olarak okra ekstresini hedef alan bazı çalışmalar da geliştiriliyor.

Oksalik asit, bamya da dahil birçok bitkide doğal olarak oluşan renksiz bir organik asittir. Bamya %0,05 g oksalik asit içerir. Oksalik asidin toksisitesi böbrek yetmezliğine yol açmasından kaynaklanır; böbrek taşlarının ana bileşeni olan katı kalsiyum oksalat'ın çökmesine yol açar. Oksalik asit, aynı zamanda eklemlerin içinde benzer tortu oluşumları sebebiyle eklem ağrılarına da yol açabilir.


Morfolojik açıdan;

-Yapraklar; 10-20 cm uzunluğunda, geniş, palmat ve 5-7 lobludur.

-Çiçekler; 4-8 cm çapında, petaller beyazdan sarıya doğru renklenmiş ve 5 tane, sıklıkla her petal tabanında kırmızı ya da mor lekelere sahiptir.

-Meyve; 18 cm kadar, çok tohum içeren bir kapsuladır.

Türleri tek yıllık veya çok yıllıktır, 2 m'ye kadar uzarlar. Tropik ve sıcak iklimli bölgelerde, lifli meyveleri ve yuvarlak, beyaz tohumları için yetiştirilir. Dünyada sıcağa ve kuraklığa en dayanıklı sebze türüdür fakat don tohum zarflarına zarar verebilir. Ekim için tohumlar 1-2 cm derinliğe gömülmek üzere bir gece önceden ıslatılır. Filizlenme 6 gün ila 3 hafta arasında gerçekleşir. Fideler yeterli suya ihtiyaç duyarlar. Tohum zarfları hızlıca liflenir, odunlaşır ve yenilecek hale gelir, bunlar meyveler tozlaşınca bir hafta içinde toplanmalıdır. Meyveler olgunlaşmamış olarak toplanır ve sebze olarak tüketilir.

Bütün bitki yenilebildiğinden, yapraklar da salatalar içinde pişmemiş olarak yenilebilir.

Okra tohumları kavrulabilir ve kahve için kafeinsiz içerik oluşturmak üzere öğütülebilir.

Karayip adalarında okra çorba içinde yenir. Haiti'de ise pirinç ve mısırla birlikte pişirilir ve et için sos olarak da kullanılır. 19. yüzyılın sonlarına doğru Japon mutfağında da soya sosuyla ya da yağda kızartma olarak servis edilen popüler bir sebze haline gelmiştir.

Bitkinin ürünleri müsilajlıdır, tohum zarfları pişirildiğinde yapışkan ya da balçık kıvamında maddelere dönüşür; kullanılabilir formda çözünür lif içerirler. Bazıları bamyayı bu şekilde pişirirler, bazıları ise yapışkanlığı minimize etmeyi tercih ederler. Bunun için tohum zarflarını bozmadan kısa sürede pişirme yapılabilir. Birkaç damla limon suyu, domates ya da sirke gibi asidik içeriklerle pişirme de bu işi görür. Alternatif olarak tohum zarfları bamya çorbasındaki gibi ince dilimlenerek müsilajını salana kadar uzun süre de pişirilebilir. Olgunlaşmamış meyvelerin turşusu da yapılabilir.

Suriye, Tunus, Mısır, Bosna, Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, İran, Irak, Lübnan, Türkiye ve Yemen'de ve Filistin, Kıbrıs ve İsrail dahil olmak üzere Orta Doğu'nun diğer kısımlarında bamyanın et ve sebzelerle hazırlanan türlü içerisinde yaygın kullanımı vardır. Batı Asya mutfağında genellikle genç bamya sürgünleri kullanılır ve iyi pişmiş tercih edilir. Hindistan'da ise hasat, genç bamya sürgünlerinin ve tohumların daha da geliştiği geç bir dönemde yapılır.

Hindistan'ın güneyinde, okra 1/4 inç kalınlığında küçük halkalar şeklinde doğranır ve tuz ile acı biber tozuyla yağda kızartılarak lezzetli bir köri sosu yapılır.

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Vinca minor



Küçük cezayir menekşesi

Apocynaceae familyasından, toprak üstü kısımları vinkamin alkoloidi içeren bir bitki.

Vinkamin, tansiyon düşürücü etkiye sahiptir. Başlıca beyin damarları hastalıklarında kullanılır.

İstanbul ve Bolu civarında rastlanır. Sürünücü gövdesi noduslarda köklenen alçak bir çalıdır.

Bütün kısımları zehirlidir. 40'tan fazla alkaloit içerir. Toplam alkaloit yüzdesi %0,2-0,7 arasındadır. Ana etken maddeleri Vinkamin, Eburnamenin'dir.

Önceden birçok hastalığın tedavisinde şifa verici olarak kullanılırdı, fakat 1987'de bitkiye ait tüm preparatların kullanılabilirliği geri çekildi. Hayvan deneyleri bitkinin ana alkaoitten kaynaklanmayan fakat yan maddelerin sebep olduğu kan hastalıkları oluşturduğunu gösterdi. Bitki, tıbbi ilaç olarak artık reçetelenemiyor. Bitkiden yahut sentetik olarak elde edilmiş Vinkamin ve homeopati preparatları ise bu yasağın dışındadır; bunlar serebral dolaşım bozukluklarında kullanılır.

Morfolojik açıdan;

-Yapraklar; gövde üzerinde karşılıklı dizilmiş, oval şekilli, tam kenarlı, derimsi, koyu yeşil ve sırt tarafında sarı renk hakimdir. 4 cm uzunluğundadır. Yaprak sapı tabandan çıkar.

Bitki Mart'tan Haziran'a kadar çiçek açar, Haziran'dan Temmuz'a kadar meyve verir.