13 Ağustos 2013 Salı

Croussaz ve Güzellik Kavramı


J. P. De Croussaz,

Lousanne Akademisi`nde felsefe ve matematik profesörü olmasının da etkisiyle güzel sorununa bu iki ilim dalının etkisiyle yaklaşır, sorunu kartezyen bir metotla ele alır.


"Bu güzeldir diyenler, bu sözün bir nesne ile hoş duygular veya beğenme fikirleri arasında bir ilişki bulunduğunu ifade ettiğini görecekler ve `bu güzeldir` demenin, beğendiğim veya zevk aldığım bir şeyi görüyorum demek olduğu noktasında birleşeceklerdir."


Bu satırlar gösteriyor ki De Croussaz, güzeli tanımlamak için psikolojiye dayanmaktadır.  Düşüncelerin ve duyguların estetik yargıda karşılıklı payları vardır, kimi zaman duygular uyuşum halindedir ve nesne iki bakımdan, rasyonel ve duygusal (affectif) bakımlardan güzel denmeye layıktır, ama kimi zaman düşüncelerle duygular uyuşmaz. Böyle olunca da aynı nesne bir bakımdan hoşa gider, başka bir bakımdan hoşa gitmez. 


De Croussaz için beğeni, kendiliğinden olan (spontane) bir akıldır, sezgisel (intuitive) bir akıldır. "Sağbeğeni, aklın onayacağı şeyi, bize ilkin duygu ile beğendirir. Kötü beğeni, tersine aklın onayamayacağı şeyi bize beğeni ile duyurur."


Güzel olan şeyin özelliklerine gelince De Croussaz`ın eski "çeşitlilikte birlik" formülünü biraz gençleştirerek tekrarladığı görülür. Ona göre çeşitlilik (variete), biçim birliği (uniformite) ile, düzen ve orantı ile hafifletilmelidir. Buna rağmen De Croussaz hiçbir yenilik göstermemiştir. Ama güzel`i, bütün parçaların tek bir amaca olan ilintisinde araması, üzerinde durulacak bir noktadır. Güzellik hakkındaki bu finalist görüşü ilkin mimariye, sonra öbür sanatlara ve tabiata, hatta insana vurgular. De Croussaz`a göre, "İnsan vücudu, yaşamak emirlerini yerine getirmek için yapılmıştır. Bu dört amaçtan birine varmada payı olan her şeyin, vücudun yetkinliğini gerçekleştirmede payı vardır ve bu düzenlemelere (dispositions) uygun düşen her şey, birkaç sahte ilke ile önlenmemiş olan akla ve duyulara güzel görünmelidir."


Kadın süsleri sorununu da gözden geçiren De Croussaz, "Kusurları gizleyen veya gerçekten güzel ve dikkate layık olan şeyi daha da elverişli olarak gözlerin önüne seren süsler, ayrılmış oldukları amaca varmışlardır. Ama ters bir izlenim uyandıranlar maskaralıktır, hiçbir şeye yaramayan süsler de gülünçtür." der.


Bu matematikçi filozof, aynı zamanda ince bir psikologdur da. İçte olup bitenlerin analizi ile, ilginç bir buluş olan "güzel`in izafiliği"ni açığa vuruyor. Fakat doktrini gereği, güzelliğin öznel olamayacağı ilkesini önceden benimsediği için güzelliğin bu izafiliğini (relativite) eğitim ve yaratılış farklılığında görerek, düşüncesini şöyle açıklıyor, "Biri için güzel olanın bir başkası için güzel olmamasına şaşmamalı. Bu, güzelliğin hayal olduğunu işaret etmez. Buradan, sadece güzelliğin bir öznede, bir başka öznede olduğundan daha gizli, anlaşılması daha güç olduğu sonucu çıkar."


Kaynak: Estetik Doktrinler - S. K. Yetkin

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder