25 Ocak 2015 Pazar

Eskiçağ Mısır Resmi


Protohistorya çağının sonunu niteleyen geometrik üslup, Mısır sanatının kökenidir. İ.Ö. 4. binyıldan sonra, önemli bir kimsenin -hükümdar, vezir, kahya ya da katip- mumyasını kapsayan lahitlerin durduğu kapalı odalarda resimlere rastlanır. Duvarların iç yüzünü süsleyen bu resimler, başlangıçta, hem resim hem simge olan figürlü hiyerogliflerden ayırdedilmez. Bu nesne resimleri, ölünün ölümden sonraki hayatını sürdürmesine gerekli yeryüzü besinlerinin yerini tutuyorlardı. Ve Mısırlılar öbür dünya hayatının dünya hayatından farklı olmadığına inandıkları için, bu resimler bize günlük hayattan eğlence sahneleri de verirler.

Eski imparatorluk döneminde (İ.Ö. 2778 - İ.Ö. 2423), piramitler çağında, resmin ancak ikinci derecede bir rolü vardı; heykellere ve alçak kabartmalara uygulanıyordu. Bununla birlikte ağla yabani kaz avında bir bağımsız hayvan resmi görülür: Medyum'da ortaya çıkarılan İtet'in mezarı üzerindeki bir frizde (İ.Ö. 2700) kazların kibirli ve paytak yürüyüşleri çok güzel canlandırılmıştır. 

Orta imparatorluk döneminde (İ.Ö. 2050 - 1780) resim çok geçmeden yerini alacağı alçak kabartmaya bağımlı olmaktan kurtulur. İbn-i Hasan'daki bir sivil mezarda, birdirbir oynarken birbirlerine top atan dört genç kız resmedilmiştir. Yanlarında bu spora alıştırılmış bir kedinin bir İngiliz av köpeği gibi tetikte beklediği, daha uzakta da çobanların uzun boynuzlu antilopları otlattıkları görülür. Mısır resminde gençliğin temsili sürekli olarak tercih edilmiştir. Bu eğilim Hathor başrahibi Ukhoptep'in mezarının duvarlarında da görülür; başrahip bir sürü genç kadınla -hizmetçiler, çalgıcı kızlar, avcı kızlar, adak taşıyan kızlar- çevrili olarak temsil edilmiştir. Aynı biçimde, Sesostris 1'in veziri Antefoker'in Teb'deki mezarında da kısa hasır eteklikli kızların dansı görülür: iki çift birbirine doğru kayarken eteklikli şarkıcı kızlar da el çırparak tempo tutmaktadırlar.

Yeni imparatorluk (İ.Ö. 1570 -1085) döneminde, Mısır'ın siyasal gücü, en büyük hükümdarları Amenofis 2 ve Thutmes 4 olan 18. sülale zamanında doruğuna ulaşır. Bu dönemde freskten küçük tablolara kadar pek çok resim yapılmıştır. Bu diziden iki ilgi çekici bütünü anacağız: Amon tapınağı yazıcısı Nakht'ın mezarı ve Thutmes 4'ün mülklerinin kahyası Menna'nın mezarı. Bu iki mezar, bağımsız bir sanatın bütün tazeliğini ortaya koyar. Sahneler prenslerin eğlencelerini, hizmetlerindeki zanaatkarların çalışmalarını, cenaze törenlerini gösterir. Nakht'ın mezarında, bataklıklar ortasında, papirüs kümeleri arasında kuş avı sahneleri ve yaban ördeklerinin korku içinde uçuşmaları görülür. Bir cenaze şöleni sahnesi, mandor çalan çırılçıplak bir kızla, iki yanında yer alan saydam keten giyimler içinde bir flütçü ve bir harpçi kızdan oluşan bir çalgıcı üçlüsünü gösterir. Menna'nın mezarı ayrıntılar bakımından daha zengindir ve bize buğday tarımı ile keten hasadının bütün evrelerini öğretir. Dua yerinin duvarlarında cenaze törenlerini, adak alayını, cenaze kayığı içinde Nil'de ilerleyişi ve Osiris'in ölünün ruhunu yargılamasını gösteren dinsel sahneler birbirini izler. Amenofis 3 zamanından kalma Teb valisi Ramose'nin mezarı ağlayıcı kadınları gösterir. Uzun keten giyeceklere bürünmüş 20 genç kadın, koro yöneticisi kadının düzenlediği yanıp yakılma adetini, ilerde Aiskhilos'un yazacağı dramlara yaraşır bir sahneye koyuş ve hareket uyumu içinde canlandırırlar. 

Ramses döneminde, Mısır süslemesi değişir ve firavunların Etilere karşı savaşlarını dile getiren savaş sahneleriyle ağırlaşır (İ.Ö. 1302 - 1290). Bu dönem biraz küstahça bir devboyutluluk anlayışının ağır bastığı Teb resminin son altın çağıdır. Kraliçe Nefertari'nin mezarı bu anlayışa tanıklık eder: Kraliçe satranç oynarken gösterilmiştir, başında altın uraeus vardır, boynunda değerli taşlardan bir kolye taşır, kulaklarında bilezik kadar iri altın halkalar vardır. Ölünün ölümünden sonra yaşaması için çok önemli portreler, mezar resimlerinin temel özelliği olarak kalacaktır: İsa'dan sonraki ilk yüzyıllarda Roma işgali altında bile, Fayyum'da yapılan portrelerde Nil kıyısında Eskiçağ sanatının son özgün örnekleri verilecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder